Notasız çalma işini nasıl geliştirebilirim.

Merhabalar, normalde bu soruyu çaldığım enstrümandan dolayı bu forumda sormam ne kadar doğru bilemem ancak belki de tek aktif müzik forumu burası olduğu için buradan sormak istedim. Davul setini hobi amaçlı olarak çalsam da asıl enstrümanım klarnet. Önümde notası olan her türlü türk müziği eserini çalabiliyorum. Diğer perdelere göçürtmesini yapabiliyorum. Ancak zamanında klarneti ilk öğrenirken hocamın kulaktan çalmayı yasaklaması ve sadece nota kağıdında gördüğümü çalıp, ana notalardan sapmadan maksimum yapacağım değişikliğin süslemeler olabileceği üzerine bir eğitim vermesinden dolayı müzik üzerindeki hayal gücüm gelişmedi. Önüme konan notayı çalıyorum ancak önümde nota olmadan hiçbir şey yapamıyorum. Muhtemelen bir çoğunuz gitar çalıyorsunuz ancak müzik kulağı evrensel olduğu için sizin müzik kulağınızı geliştirmek için nasıl çalışmalar yaptığınızı merak ediyorum. Önümde nota olmadan, duyduğum bir müziği çalabilmek için nasıl bir çalışma yapmalıyım?
 
Maalesef bu klasik müzik, klasik ekolden gelen konservatuvar eğitimin kötü yanlarından biri. Pek çok okullu müzisyen arkadaşımda gördüğüm bir şey bu.

Yapılacak şey şu ana kadar yaptığınızın tam tersi uzun bir süre notadan çalmayın, sevdiğiniz kendinizi yakın hissettiğiniz parçaları birebir kulaktan çıkarıp taklit edin.
Bu süreç uzun sürecek 1-2 ayda sonuç alamazsınız. Tarzınız olmayan şeyleri de dinleyin. Taklit ettiğiniz şeylerin üzerine önce ufak ufak sonrasında uzun müzik cümleleri ekleyin. Zamanla ilerleme kaydettiğinizi hissedeceksiniz. Muhtemelen öğrenmişsinizdir ama yine de belirtmekte fayda var aralıkları, akorları ve kadansları da ayrıca duyarak ve çalarak çalışmak ve analiz etmek de oldukça önemli.

Son aşamada ise (bu yıllar alabilir tabii ) doğaçlama çalmaya kendinizi zorlayın zamanla kendinizi o akışın içinde bulacaksınız yada bulmaya çalışırken öğreneceksiniz. Kolay gelsin :)
 
Hocan kimse iyi yapmis, baslangicta muzik ogrencileri bir heves kulaktan cikarmaya calisir, eger yeterli duyusa sahip degilse yanlisi dogru olarak ogrenir. Sonra da hevesi kacar, hocayi suclar, bahane mi yok sallar ha sallar.
Halbuki kendini manipule etmese zaten sorun olmayacak.

Sordugun seyin adi dikte desifredir.
Solfej ve bona calismalarini duzenli yaparsan bunun yani sira muzik teorisi-kurallari ogrenmeye heves edersen, notasini ogrendigin eserler uzerinde de bilgilerini pratik edersen ve muzikal algin hali hazirda biraz var ise, 3 aya ortalama bir 5 akorluk Turkce sarkiyi rahat rahat kulaktan calarsin.

Repertuvar bilgini gelistirir ve disiplinli calismaya devam edersen 2 seneye kalmaz gece uzerine do# minor pike yapan sivri sinege vurdugun terligin cikardigi sesin solbemol oldugunu duyunca hasil olan gururun hakli sevincini yasarsin.

ana notalardan sapmadan maksimum yapacağım değişikliğin süslemeler olabileceği üzerine bir eğitim vermesinden dolayı müzik üzerindeki hayal gücüm gelişmedi.

İfade etmeyi bilmedigin bir hayal gucunun gelismedigini iddia etmen talihsiz olmus.

"Yuruyen bir ucak" icat etme hayaliyle yanip tutusan insanlarin oldugu bir dunyada kendine haksizlik etme derim.
Ama sadece 4 islem yapma bilgisine sahip olan herhangi bir birey bile bu seyin hayalden cok farazi zaman kaybi oldugunu bilir.

Muzikte her seyin oldugu gibi suslemenin de bir kurali vardir, yolunu yonunu ifadeni herseyini degistirir. Hele bir de keyifsiz renksiz sadece yaptim demek icin yapiyorsan yada "icimden geldi" diyerek bencilce davraniyorsan, altin klozet yaptiran, kuzunun poposuna gul takip saplaklayandan, yada kafaya euro dolayip "enerciii" diye bagiran insanlardan pek bir farkin kalmaz :) (cok guzel bir susleme ornegi verdim, kendimle gurur duydum)

Genel anlami ile "Muzik" dedigimiz seyi ogrenmeye basladiginda, hocanin yasakladigi kulaktan cikarma isini zaten yavas yavas, istemeye istemeye yapmaya baslayacaksin. O zaman o yasak kendiliginden kalkacak.


Ozetliyorum;
1- Nota bilgisi ile baslayan surecte muzik kurallari.
2- Solfej - Bona - Dikte - Desifre calismalari.
3- Repertuvar.( Repertuvar onemli degil diyenlere sakin kulak verme, senden once insanlarin neyi nasil anlattigini bilmezsen, neyi nasil anlatacagini asla ogrenemezsin.)
4- Bir tutam sevgi ve iyi bir disiplin.
4- Bolca egzersiz.
 
Merhabalar, normalde bu soruyu çaldığım enstrümandan dolayı bu forumda sormam ne kadar doğru bilemem ancak belki de tek aktif müzik forumu burası olduğu için buradan sormak istedim. Davul setini hobi amaçlı olarak çalsam da asıl enstrümanım klarnet. Önümde notası olan her türlü türk müziği eserini çalabiliyorum. Diğer perdelere göçürtmesini yapabiliyorum. Ancak zamanında klarneti ilk öğrenirken hocamın kulaktan çalmayı yasaklaması ve sadece nota kağıdında gördüğümü çalıp, ana notalardan sapmadan maksimum yapacağım değişikliğin süslemeler olabileceği üzerine bir eğitim vermesinden dolayı müzik üzerindeki hayal gücüm gelişmedi. Önüme konan notayı çalıyorum ancak önümde nota olmadan hiçbir şey yapamıyorum. Muhtemelen bir çoğunuz gitar çalıyorsunuz ancak müzik kulağı evrensel olduğu için sizin müzik kulağınızı geliştirmek için nasıl çalışmalar yaptığınızı merak ediyorum. Önümde nota olmadan, duyduğum bir müziği çalabilmek için nasıl bir çalışma yapmalıyım?
Hangi konuda emek verip uğraşırsanız o konuda ilerlersiniz.
İki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. Hayal gücü-yaratıcılık, özellikle emprovize için gereklidir. Emprovize yapamayan klasik müzik temelli bir sürü müzisyen vardır zaten.
Oysa siz kulaktan parça çıkarabilmek istiyorsunuz (Yoksa emprovize de mi yapmak istiyorsunuz ?)
Nota bilmenize rağmen duyduğunuzu çalamadığınıza göre, enstrümanla bütün bağınızı notalar-kağıtlar üzerinden kurmuşsunuz demektir.
Enstrümanı alıp duyduğunuz şeyi çalmaya çalışacaksınız. Kulağınız ile elleriniz arasında doğrudan bağ kurmayı öğreneceksiniz yani. Bu da ancak bu konuda emek sarfederek olur. Gitaristler de böyle yapar, ancak bizim enstrümanımız çok görsel olduğu için, bunu daha çok şekillere dayalı sistematiklerle öğreniriz.
Eğer amaç emprovize yapabilmek ise... Ben klarnetçi olsaydım ve Türk müziği alt yapım olsaydı, doğrudan New Orleans ve gypsy caz işlerine sarardım bu arada:)
 
Merhabalar, normalde bu soruyu çaldığım enstrümandan dolayı bu forumda sormam ne kadar doğru bilemem ancak belki de tek aktif müzik forumu burası olduğu için buradan sormak istedim. Davul setini hobi amaçlı olarak çalsam da asıl enstrümanım klarnet. Önümde notası olan her türlü türk müziği eserini çalabiliyorum. Diğer perdelere göçürtmesini yapabiliyorum. Ancak zamanında klarneti ilk öğrenirken hocamın kulaktan çalmayı yasaklaması ve sadece nota kağıdında gördüğümü çalıp, ana notalardan sapmadan maksimum yapacağım değişikliğin süslemeler olabileceği üzerine bir eğitim vermesinden dolayı müzik üzerindeki hayal gücüm gelişmedi. Önüme konan notayı çalıyorum ancak önümde nota olmadan hiçbir şey yapamıyorum. Muhtemelen bir çoğunuz gitar çalıyorsunuz ancak müzik kulağı evrensel olduğu için sizin müzik kulağınızı geliştirmek için nasıl çalışmalar yaptığınızı merak ediyorum. Önümde nota olmadan, duyduğum bir müziği çalabilmek için nasıl bir çalışma yapmalıyım?

Aslında çok ilginç geçenlerde notaları ezberlemeden gitar klavyesi ile ilgili bir başlık oluşturmuştum, o aklıma geldi. Olması gerekeni anlatan arkadaşlar yanında bir de alternatif görüş olarak şunları eklemek isterim. Yani bir tartışma olsun diye değil, sadece başka bir açıdan bu şekilde de "olabilirini" anlatmak için bunu yapacağım.

Mesela ressamlar için belli teknikler var, adamlar öğrenme safhasında bunları yapıyor öğreniyor ama öğrendikten sonra "repertuar" gibi bir şey yok herhalde değil mi (varsa ben bilmiyorum bu arada)? Elbette farklı şeyler elma ile armudu karıştırma diyebilirsiniz ama anlatmak istediğim şu, eğer profesyonel düzeyde olaya yaklaşmıyorsanız, eğer sizden devamlı istek parça yapmayacaklarsa ve tabii bir mekanda bir şekilde bundan para kazanmıyorsanız, müziği sadece bir kendini ifade ediş şekli olarak kullanmak istiyorsanız, her türlü ezber bu süreci yavaşlatıyor-zorlaştırıyor. Bunun resmen canlı kanıtı gibi olmuş söyledikleriniz.

Yani siz kulaktan şarkıları çıkarayım çalayım diye bunları anlattıysanız onu bilemiyorum, hocanız hata olmaması adına belki notaları önermiş olabilir. Dediğim gibi bahsettiğim olay sadece bir şeyler üretme aşamasında ve en çok sadece doğaçlama olarak kendinizi ifade etme aşamasında kullanışlı oluyor. Müziğe sadece böyle bakan çok fazla insan yok, o yüzden çok düşük bir ihtimal ama yine de söylemeden geçemedim.

Peki ne yapılabilir? Sadece sesleri dinleyin bu yeterli aslında, belki sıfırdan tekrardan önünüzde hiçbir şey olmadan sadece sesleri çıkararak çalın, hiçbir yere gitmiyor diye endişeye kapılmadan çalıp dinleyin, eğer parmaklarınız mevcut öğrendiklerinizle karışıyorsa, onları tekrar ediyorsa biraz olsun onlara mesafe koymak gerekiyor. Gerekirse müzik dinlememek gerekiyor. Sesleri özleyip tekrar tekrar üzerine düştüğünüz zaman ve eğer ezberden pattern'ler kullanıyorsanız onları da değiştirdikten sonra mutlaka bir kıpırtı olacaktır. Tabii bu kıpırtının kaynağını her insanda farklıdır, yetenektir şudur budur diye kendinizi de korkutmayın, ben bunun her insanda olduğuna inanıyorum.

Bu şekilde çaldıklarınızı kaydedip döngüler oluşturup tekrar üzerine çalmaya çalışın, üst üste bunu tekrarlayın zamanla bahsettiğim şekilde müzikal cümlelerin oluştuğunu göreceksiniz yani tabii burada şöyle bir durum var. Belki bu zaten oluşuyor ama beğenmiyor olabilirsiniz. mevcut profesyonel eserlerle karşılaştırıyor olabilirsiniz, bence bunlara hiç gerek yok. Siz sadece çalın, tüm eserler aynı düzeyde zaten olamaz. Önemli olan çaldığınızın toplamda bir duyguyu aktarabilmesi (belli bir bütünlüğü olabilmesi), bunun olduğunu hissettiğiniz yol hangisi ise onu kendiniz bulup o yöne ağırlık verebilirsiniz.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #7
Tüm değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Tavsiyelerinize göre çalışmaya başlayacağım. Şimdi ben kamu personeliyim. Müzikten maddi bir beklentisi olan veya gelecekte olacak biri değilim. Profesyonel amaç için yapmıyorum. Hani belki zamanında bunu hocama ifade edememiş olabilirim. Sanki konservatuvara hazırlıyormuşum gibi hep teknik üzerine yoğunlaştı. Şuan belki bir koroya girsem nota dışına çıkartmadan çaldırdıkları için iyi kötü tüm TSM eserlerini çalabilirim. Ancak sokak stili dediğimiz hadi bir Halil Sezai'den İsyan patlat dinleyelim dediklerinde işte o yok. 🤣 Hani benim aradığım da o. Mesela sokak çalgıcısı bir çocuğunun videosuna denk geliyorum sosyal medyada. Evet bir çok notayı yanlış çalıyor, arızalara dikkat etmiyor ama çocuk nota mota bilmeden müthiş bir şekilde yediriyor şarkıyı. Aşağıda attığım videoya denk gelmişsinizdir hepiniz. Çok hoşuma gidiyor bu video. Canan Anderson, Nihavend Longa'ya başlıyor. Trompet çalan çocuk direk doğru yerden eşlik ediyor. Darbuka ritim tutuyor. Ben olsam iki saat düşünürüm eserin karar sesi neydi, başlangıç perdesi neresiydi. Yerinden mi çalıyor göçürtme mi yapmış. Çocuk direk hissettiği şekilde giriyor ve doğru noktadan yakalıyor.🤣

 
Tüm değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Tavsiyelerinize göre çalışmaya başlayacağım. Şimdi ben kamu personeliyim. Müzikten maddi bir beklentisi olan veya gelecekte olacak biri değilim. Profesyonel amaç için yapmıyorum. Hani belki zamanında bunu hocama ifade edememiş olabilirim. Sanki konservatuvara hazırlıyormuşum gibi hep teknik üzerine yoğunlaştı. Şuan belki bir koroya girsem nota dışına çıkartmadan çaldırdıkları için iyi kötü tüm TSM eserlerini çalabilirim. Ancak sokak stili dediğimiz hadi bir Halil Sezai'den İsyan patlat dinleyelim dediklerinde işte o yok. 🤣 Hani benim aradığım da o. Mesela sokak çalgıcısı bir çocuğunun videosuna denk geliyorum sosyal medyada. Evet bir çok notayı yanlış çalıyor, arızalara dikkat etmiyor ama çocuk nota mota bilmeden müthiş bir şekilde yediriyor şarkıyı. Aşağıda attığım videoya denk gelmişsinizdir hepiniz. Çok hoşuma gidiyor bu video. Canan Anderson, Nihavend Longa'ya başlıyor. Trompet çalan çocuk direk doğru yerden eşlik ediyor. Darbuka ritim tutuyor. Ben olsam iki saat düşünürüm eserin karar sesi neydi, başlangıç perdesi neresiydi. Yerinden mi çalıyor göçürtme mi yapmış. Çocuk direk hissettiği şekilde giriyor ve doğru noktadan yakalıyor.🤣




İcinden geldigi gibi calmiyor, melodisini biliyor, pratigini yapacak ortam hali hazirda mevcut. Bir cok degerli Roman insanimizin dogdugunda bu sen sakrak ortamin icinde kendini buluyo ve buyuyor. Ve inanmazsiniz bak bir armonik cozumleme yapiyorlar, bir armonik tartismalara giriyorlar adim gibi eminim bu forumdan birine sahit olan biri olsun, muzigi birakir.

Tabi her Roman muzisyen olmuyor. Olani var olmayani var basarilisi var basarisizi var.
Fakat lutfen bu ve bunun gibi videolari izleyerek "icinden geldigi gibi calmak" gibi yanlis bir cikarim yapma.

Halil Sezai'den İsyan patlat dinleyelim dediklerinde işte o yok.

Bak yukarida yazdim, REPERTUVAAAAR!

Zaman veriyorum ya, eger kamu personeli olabilecek bir iq ya sahipsen ki oylesin, enstrumanini saglikli calabilecek bedensel butunluge sahipsen, birazcikta 2 farkli sesi birbirinden ayirabiliyorsan, 6 aylik bir muzik egitimi ile sen birak sarkiyi calmayi, kendi solonu atarsin.

Sonra ben " yahu zaten en kolay yolu nota ve muzik ogrenmek" diyince millet zorbaliga dem vuruyor.

Arkadas yazmis mesela, sablon cikarmis renkler sekiller. Oturdum inceledim, sonra tek yaptigim sey google a yazmak oldu. Daha once belki de 10larca farkli varyasyonu zaten yapilmis. Ki zaten en verimlisi guitar pro dedigimiz tablature programi. Ne gerek var, yuruyen ucak...

Tarih bilmeyenden tarihci olmaz,
Dil bilmeyenden edebiyatci olmaz,
Matematik bilmeyenden muhendis, doktor, pazarlamaci, muhasebeci olmaz...
Topragin yoksa ekinin yetismez!! (Son donemlerde tabi direk sulama seklinde laborotuvar ortaminda yetistirilebiliyor ama o bile isin muhendisligine geri donuyor :))

Muzigin topragi repertuvaridir! Ne kadar genis repertuvarin varsa o kadar iyi muzisyensindir.
Bak sen dedin "isyan" dediler orda kaliyorum diye :) 3 akorcuk :)

Klarnet kolay bir enstruman degildir, kondisyon, okuma becerisi devamlilik ister. Enstrumanina sadik olursan keyfini de guzel yasarsin. Nerde ders aldigini bilmiyorum ama Turk muzigi temelli ilerliyorsan zaten notasyonun disina cikarsan zaten hic bir sey yapamazsin. Turk muzigi hocalari notasyon konusunda bahsedilen "Klasik Ekol" den yetisen sanatcilardan cok daha serttir.

Eger o sertligi sallamazsan, piyasada ki 3 akor 5 liraci gitar hocalari gibi 3-5 yoluma bakiyorum demez ya paketler, yada sen enstrumandan bikana kadar sakin sakin bekler :) ilk mesajimda yazdigim yere geri donuyoruz.

Tabi herkes herseye hakim oldugundan bana cok diyecek birsey dusmuyor. :)

Bu arada, muzik ezberlenilmez. Ogrenilir. Ezberliyorsan zaten orda bir sikinti vardir.
Ogrenme ise tekrar ve pratik gerektirir.

Gecen forumda ki yazismalarin altina cevap bile yazmadim. Yani soyle bir baktim, hangi cumleye yazayim dedim, hangi paragrafa dokunayim, neresinj duzelteyim...

Yuruyen ucak...

Son olarak evrensel muzigin en mukemmel orneklerinden, dogaclamanin ve muzikal ifadenin en guclu yorumlarindan birini paylasarak sozlerimi bitiriyorum.


 
@RaNCoR cevaptaki arkadaş ben miyim? Çok dikkatlice incelemedim şöyle bir bakınca üzerime alınacak gibi oldum sonra aman sen de dedim ama yine de (bensem de ben değilsem de) içimde kalır söylemezsem.

Önceki başlıktaki pattern konusunun çeşitleri google'da var (ben de başlığa eklemiştim) ama hepsi son derece karışık, basit formatı ararken bulduğum en basiti ve çalışanı bu şekildedir diye paylaşmıştım.

Gerek önceki gerek şimdiki mevzuda üzerine basa basa vurguladığım bir şey de "müzisyen" olmak gibi bir dert varsa (hamdolsun öyle bir derdim hiç yok) zaten her uzmanlık alanının eğitimini alıp ilerlersiniz, ben buna karşı en ufak bir şey söylemedim.

Ama müziği bu şekilde zor ulaşılır hale getirmek ayrı bir olay, buna forumdaki müthiş müzisyen dostlarımızın yüksek müsaadeleri olursa karşı çıkmayı sürdüreceğim çünkü bu aynı zamanda bir kendini ifade ediş modeli, eğitim almadan dans eden sokak dansçıları gibi de düşünebilirsiniz, yukarda paylaşılmış sokak müzisyenleri gibi de düşünebilirsiniz (yukardaki örnek benim anlattığımla ilgili değil ama yine de bir ucundan tutar).

Konuyu başlatan arkadaşımız zaten çok net ifade etmiş, yani ben desem ki bakın böyle böyle oluyor, bu başlığı açsam altında tepişirdiniz, bundan eminim neyse ki ben demiyorum, kendimi tutarak bunları yazıyorum.

İsteyen istediği kadar uzmanlığında ilerleyebilir (yazdıklarım buna engel mi?) ama uzmanlık alanların bir yerden sonra sınırlayıcı olması modern çağın bir getirisi, bunu her fırsatta söylüyorum, özgür ve yaratıcı düşünmeyi engelliyor. Bunu devamlı deneyimliyorum. Belki burada yine kombinasyonlara gitmek işimizi kolaylaştırabilir ama bu da mesela Jazz seven sevgili doğaçlamacı dünyalı dostlarımızın bir yerden sonra Jazz dışı müzikten sıkılmasıyla sonuçlanıyor, bu bana hep garip geliyor, bunu forumdaki arkadaşlar için demiyorum. Böyle bir genel tepki var.

Üretilmiş bir eseri yorumlamak ya da aslında yakın çalmak ayrı bir meziyet. Hatta yukarda örneği verilen roman dostlarımızın yaptığı da melodiyi oluşturan sesleri kafadan çıkartabilmekle ilgili, burada eğer ezberlemediyse zaten tek dinleme ile aynısını çalma yeteneğine sahip bir minik dostumuz olabilir. Bunların hepsi farklı düzeyde yetenekler, eğer bunları geliştirmek istiyorsanız metotlar ayrı ama müziğin hepsi budur demek aşırı iddialı ve kibirli bir yaklaşım.

Ayrıca yaratım konusunda sadece kendini ya da öncekileri tekrardan öteye gidememe sorunu doğuruyor, bunun böyle olduğu bu kadar barizken hala insanlara otomatikman tavsiyelerde bulunmak bence yanlış yönlendirmek, adam repertuar zenginliği kazanmak istiyorsa, kulaktan parça çıkarmak istiyorsa bunları önerebilirsiniz, eğer mevzu seslerle kendini ifade ise o zaman da hani derler ya kimse kusura bakmasın, bu da benim yoğurt yiyişim, bu kadar lafı etme haddini bir insan evladı nasıl kendinde bulabilir ki? Hep buna şaşırıyorum. Bu açık açık ifade özgürlüğü be güzel kardeşlerim, niye bu kadar sıkıntılı bir topluluk burası gerçekten her seferinde ayrı şaşırtıyorsunuz. Neyse daha fazla uzatmıyorum.
 
@RaNCoR cevaptaki arkadaş ben miyim? Çok dikkatlice incelemedim şöyle bir bakınca üzerime alınacak gibi oldum sonra aman sen de dedim ama yine de (bensem de ben değilsem de) içimde kalır söylemezsem.

Önceki başlıktaki pattern konusunun çeşitleri google'da var (ben de başlığa eklemiştim) ama hepsi son derece karışık, basit formatı ararken bulduğum en basiti ve çalışanı bu şekildedir diye paylaşmıştım.

Gerek önceki gerek şimdiki mevzuda üzerine basa basa vurguladığım bir şey de "müzisyen" olmak gibi bir dert varsa (hamdolsun öyle bir derdim hiç yok) zaten her uzmanlık alanının eğitimini alıp ilerlersiniz, ben buna karşı en ufak bir şey söylemedim.

Ama müziği bu şekilde zor ulaşılır hale getirmek ayrı bir olay, buna forumdaki müthiş müzisyen dostlarımızın yüksek müsaadeleri olursa karşı çıkmayı sürdüreceğim çünkü bu aynı zamanda bir kendini ifade ediş modeli, eğitim almadan dans eden sokak dansçıları gibi de düşünebilirsiniz, yukarda paylaşılmış sokak müzisyenleri gibi de düşünebilirsiniz (yukardaki örnek benim anlattığımla ilgili değil ama yine de bir ucundan tutar).

Konuyu başlatan arkadaşımız zaten çok net ifade etmiş, yani ben desem ki bakın böyle böyle oluyor, bu başlığı açsam altında tepişirdiniz, bundan eminim neyse ki ben demiyorum, kendimi tutarak bunları yazıyorum.

İsteyen istediği kadar uzmanlığında ilerleyebilir (yazdıklarım buna engel mi?) ama uzmanlık alanların bir yerden sonra sınırlayıcı olması modern çağın bir getirisi, bunu her fırsatta söylüyorum, özgür ve yaratıcı düşünmeyi engelliyor. Bunu devamlı deneyimliyorum. Belki burada yine kombinasyonlara gitmek işimizi kolaylaştırabilir ama bu da mesela Jazz seven sevgili doğaçlamacı dünyalı dostlarımızın bir yerden sonra Jazz dışı müzikten sıkılmasıyla sonuçlanıyor, bu bana hep garip geliyor, bunu forumdaki arkadaşlar için demiyorum. Böyle bir genel tepki var.

Üretilmiş bir eseri yorumlamak ya da aslında yakın çalmak ayrı bir meziyet. Hatta yukarda örneği verilen roman dostlarımızın yaptığı da melodiyi oluşturan sesleri kafadan çıkartabilmekle ilgili, burada eğer ezberlemediyse zaten tek dinleme ile aynısını çalma yeteneğine sahip bir minik dostumuz olabilir. Bunların hepsi farklı düzeyde yetenekler, eğer bunları geliştirmek istiyorsanız metotlar ayrı ama müziğin hepsi budur demek aşırı iddialı ve kibirli bir yaklaşım.

Ayrıca yaratım konusunda sadece kendini ya da öncekileri tekrardan öteye gidememe sorunu doğuruyor, bunun böyle olduğu bu kadar barizken hala insanlara otomatikman tavsiyelerde bulunmak bence yanlış yönlendirmek, adam repertuar zenginliği kazanmak istiyorsa, kulaktan parça çıkarmak istiyorsa bunları önerebilirsiniz, eğer mevzu seslerle kendini ifade ise o zaman da hani derler ya kimse kusura bakmasın, bu da benim yoğurt yiyişim, bu kadar lafı etme haddini bir insan evladı nasıl kendinde bulabilir ki? Hep buna şaşırıyorum. Bu açık açık ifade özgürlüğü be güzel kardeşlerim, niye bu kadar sıkıntılı bir topluluk burası gerçekten her seferinde ayrı şaşırtıyorsunuz. Neyse daha fazla uzatmıyorum.
Okullu perspektifi ile "çekirdekten yetişme" (alaylılık) her zaman çatışmıştır. Bunda o kadar şaşıracak bir şey yok aslında. Bence kişisel olarak da algılamayın, yapılan şey genel bir eleştiri. Ben de örneğin kendi kitabımla ilgili olarak şekiller üzerinden bu işin olmayacağı konusunda bir eleştiri almıştım ve eleştiri getiren de caz konusunda eğitim almış biriydi:)
Ayrıca hepimizin sınırları var, yani insanın kendi paradigmasını aşması kolay bir şey değil. Mesela jazz seven herkes genel anlamda doğaçlama değil, spesifik anlamda bop temelli doğaçlama seviyorsa, diğer doğaçlama yaklaşımlarına sıcak bakmayacaktır. Bunda şaşıracak bir şey yok. Bebop tayafası ile ECM (firmanın adı) soundu taraftarları birbiri ile pek geçinemez mesela... Siz de bildiğim kadarıyla klasik caz vs. ile ilgili değilsiniz.

Buradaki mesele caz veya doğaçlama değil. Mesele, bu devirde eğitim dediğimiz şeyin köhneliği ve yukarıdan aşağı doğası ile ilgili. Çingene caz ekolünün yaşayan en önemli gitaristlerinden Bireli Lagrene'nin enstrümanı ile nasıl etkileştiğini gördüğüm zaman (kulağı ile parmakları arasında hiç bir engel yok adamın, öyle diyelim...), yukarıdan aşağı (önce teorik temel , sonra uygulama...) eğitimin ne kadar sorunlu olduğunu çok net anladım ben.

Halen bilgi sunmayı eğitimle eşdeğer sayan bir kafa var ve bu kafa kendini yenilemezse internet devrinde ömrü çok uzun olmayacak. Bu nedenle artık üniversitelerin işlevi bile sorgulanır hale geldi, çünkü gerçek dünya deneyimi ile teorik eğitim arasında çok fazla mesafe var.

Eğitim dediğimiz şey artık öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine kafa yormak ve bilginin nasıl içselleştirileceğine dair yaklaşımlar üretmek zorunda. "Al bunları çalış" veya "4 sene okulunu oku" demenin yapay zeka çağında insanları nasıl ayazda bırakacağı ortada. Örneğin, benim en çok istediğim şeylerden biri, kendi kitabımdaki sistematiği klasik majör dizi öğretme yöntemi ile kıyaslayan bir kontrollü çalışma yapabilmek. Çünkü karşı tarafa toz yutturacağıma eminim:) Gel gelelim, bu işin bir endüstrisi var, bu kafanın yüzlerce yıllık geçmişi var... Caz müzisyenleri, daha halen caz akademisyenlerinin modlar ile caz doğaçlaması öğretmeye çalışmasının ne kadar saçma olduğunu anlatamadı, bir de bunu düşünün. Bizim forum bu anlamda çok masum kalıyor. "Tutuculuk" dediğimiz şey insanın doğasında var bence ve bazen de ihtiyaç oluyor. Ben mesela o kadar çok tarza girip çıktım ki, bir şeye odaklanamadığım için çok sık dağılıyorum tarz konusunda. O yüzden daha tutucu olmanın pratiğini yapıyorum kimi zaman:)
 
Son düzenleme:
Gerek önceki gerek şimdiki mevzuda üzerine basa basa vurguladığım bir şey de "müzisyen" olmak gibi bir dert varsa (hamdolsun öyle bir derdim hiç yok) zaten her uzmanlık alanının eğitimini alıp ilerlersiniz, ben buna karşı en ufak bir şey söylemedim.

Bak diger soylemlerin hepsi bir yana; ki anlatmaya calistigim anafikri ve yazdiklarimin temel amacini atlamadan degerlendirsen, kibrini bir tarafa birakip "yahu savunmak yerine bi anlamaya calisayim bisey anlatiyor uzun uzun emek veriyor bi cabasi var belli ki" desen, bir iletisim koprusunun cok kolay kurulabileceginin farkina varacaksin.

Bunun benim haddimle hududumla ne alakasi var?
Aha yukarda sen diyosun; bak alintiliyorum:
Mesela ressamlar için belli teknikler var, adamlar öğrenme safhasında bunları yapıyor öğreniyor ama öğrendikten sonra "repertuar" gibi bir şey yok herhalde değil mi (varsa ben bilmiyorum bu arada)?

Repertuvar dedigin sey, tecrubedir, deneyimdir. Buna ek olarak muzikal calismalarinda kazandigin ilerlemeyi gelirstirme sahasidir, baska muzisyenlerle kendini kiyaslamani, verdigin emege saygi duymani saglar. Hirsa ve kiskancliga girmedigin surece cok guzel bir pozitif motivasyon olur.

Hic bir fikrin olmadan yok ressamlar yok sokak danscilar vb. Repertuvara ihtiyac duymuyorlar gibi bir ifade o kadar yanlis ki...
Bak benim boyle bir haddim yok!!!
Hic bir konuda senin gibi keskin dusunemem ifade edemem.

Mesela;
Ayrıca yaratım konusunda sadece kendini ya da öncekileri tekrardan öteye gidememe sorunu doğuruyor, bunun böyle olduğu bu kadar barizken hala insanlara otomatikman tavsiyelerde bulunmak bence yanlış yönlendirmek, adam repertuar zenginliği
Bu cok iddali bir ifade, bende bu cumleyi kurabilecek bir had yok mesela, cunku seni dinleyen insan, muzigin nasil gelistiginden de muzik tarihindende , dun lavta calan insanoglunun neden bu gun elektrogitari icat ettiginden bir haberi yok demektir.

En basiti, cagimizda yer edinmis muzisyenleri tanitirken bile "jazz gitaristi, metal gitaristi," gibi tanimlar kullaniyorsak, bu tanimlar o muzisyenlerin hangi teknikte ne yapip ne yapamadigini degil, bahsi gecen repertuvara hakim olan insan oldugunu anlatmak icin kullanilir.

Ha hamd olsun muziyen olmak gibi bir amacim yok demissin, ama ben isterdim ki, profesyonel olmasan bile bir muzisyen olsan, keske hem muzik kabiliyetini, hem hakimiyetini, dolayisiyla elestiri kaliteni yukseltsen de bu ise gercekten emek harcayan insanlari degerlendirip yorum yapsan.
Emin ol, bu isi profesyonel yapan insanlar muzige hakim dinleyici gorduklerinde islerini daha hevesli yaparlar, mutlu olurlar, isin kalitesi artar.

Sadece sen degil, keske bu dunya uzerinde mumkun olsa da herkes genel kultur seviyesinin bir miktar uzerinde muzisyen olsa.

Hersey o zaman o kadar guzel olacak ki!

Genelde sanat, konumuz muzik, hic bir insanin tekeline girmesi mumkun degildir boyle bir durum dusunulemez.

Ama, butun insanliga mal olan bir mevzuda da bu ise yillarini harcamis insanlar "yanlisa yanlis" dedi diye hadsizlikle itham etmeyelim.
 
@RaNCoR şimdi biraz olsun forum adabına uygun olarak alıntılayarak cevap vermiş durumdasın, önceki yazını sakin kafayla açıp bakarsan pasif agresif bana göndermeli garip bir üslupla yazıldığını görebilirsin. Ben iletişim kanallarını açık tutuyorum, neyi ifade ettiğini zaten daha önce defalarca okudum. Neyi savunduğunu da anlıyorum bu senin düşüncen ve seni bağlar, bunu karşıdakine bu şekilde empoze etmeye çalışırsan bunu adı had aşmaktır, burası forum, kimse senin gibi düşünmek zorunda değil. Sen de burada bir müzik otoritesi değilsin, gerçek hayatta öyleysen yine bu senin bileceğin iş ama burada fikirler aynı düzlemde rahatça açıklanabildiği için var, kapatalım forumu sen bize söyle biz dinleyelim madem...

Hala pasif agresif müzisyenlikten dem vurmuşsun mesela, bunu iyi niyetli insan yapar mı? Yapmaz!

Nasıl keskin ifade etmemişsin, yazdıkların yukarda hala aynı şeklide ifade ediyorsun. Aksine ben sadece soru soruyorum, ressamlar mesela oturup önceki resmi çiziyor mu? Böyle bir performans olayı onlarda yok, öncekileri elbette biliyorlar, eğitimini alıyorlar bunlara lafım yok. Zaten uzmanlık alanları ve eğitimi ile ilgili çekincemi yazının başına koyduktan sonra geri kalanları istediğim türlü söyleyebilirim, senin buna karışmaya nasıl hakkın olabilir? Bunu anlamaktan bile o kadar uzaksın ki, boşa tartışmaya dönüyor yine...

Ha hamd olsun muziyen olmak gibi bir amacim yok demissin, ama ben isterdim ki, profesyonel olmasan bile bir muzisyen olsan, keske hem muzik kabiliyetini, hem hakimiyetini, dolayisiyla elestiri kaliteni yukseltsen

Şu laflara gelelim, müzisyen olup olmamamdan sana ne güzel kardeşim? Bir de eleştiri kalitesi diyor, komedi iyice yemin ederim. Bu toplumsal bir sıkıntının yansıması, çok net. Eline üç kuruşluk bir şey geçen bunla karşına geçiyor caka satıyor, yahu sen kimsin necisin bilmem, dünyanı en iyi müzisyeni olsan bu lafları söyleme haddini kendinde bulamaman lazım. Ben seslere inanan biriyim, yıllardır da çeşitli seviyelerde seslerle ilgileniyorum. Benim bu duruşum seni neden rahatsız ediyor? Müziği bir tek sen mi kullanabilirsin? Senden izin mi alacağım ya da yeterlilik belgesiyle mi müzik yapacağız? Nedir yani? Elinde birazcık bir şey olan (ki dediğim gibi ürettiğin bir tane eser nedir bilmiyorum, ben 3 yıldır bu konuda forumun altını üstüne getirdim ve üretiyorum) geçmiş karşıma dünyaları yaratmış gibi konuşuyor! Eleştiri falan da yok ortada, ayrıca bu başlıkta zaten muhatap bile olmadık gelmiş bana gizli gizli laf sokmaya çalışıyorsun, ilgili diğer başlıkta da eleştiriyle alakası yok, ortaya konulan şeyin amacıyla da gram ilgilenmeden kafana sokulmuş şeyleri tekrar tekrar pazarlamaya çalışıyorsun, tamam onlar senin doğruların ben sana her yazdığına gelip böyle başına ekşiyor muyum? Gizli gizli laf göndermeleri yapıyor muyum!?

Bak tekrar okuyalım diyor ki beyimiz!
keske hem muzik kabiliyetini, hem hakimiyetini
"kardeşim" siz kimlerdensiniz? Ne yediniz içtiniz bu hale geldiniz? Kimler büyüttü sizleri de böyle oldunuz? Yaptığım her şey zaten ortada bu bir, kabiliyetimi, hakimiyetimi ve eleştiri kalitemi ağzına alacak kadar haddi nasıl kendinde buluyorsun? Düpedüz terbiyesizlik...

Bunla hızını alamamış genel kültür seviyesine gelmiş, yemin ediyorum klavye delikanlılığı mıdır, nasıl bir beyin yozlaşması yaratıyor bu ortam adamlar gram düşünmeden aklına ne gelirse saydırıyor. Sonra da yetinmiyor, küçük bir çocuk gibi keşke herkes bir miktar müzisyen olsa diye de ekliyor. Yahu niye herkes müzisyen olsun, bir işin profesyonel yapanlar bu mesleğin ismini alır, herkes bu kapsamda olmak zorunda değil, herkes müzikle ilgilensin anlamında söylüyorsan, eyvallah ilgilensin de senin gibi birinin yaklaşımı ile biri müzikle ilgilenebilir mi? Utanmasan icazet dağıtacaksın forumda...

Benim anlattığım zaten müziğin yararlı özelliklerini bir iletişim formu olarak insanların kolay ulaşımına sunmak, bir kendini ifade ediş şekli, bir rehabilitasyon, bunları aktif olarak tüm dünyadaki insanlarla gerçekleştiriyorum ama mevzu bizim güzel topraklara gelince bu tiplerle laf anlatacağım diye göbeğin çatlıyor, yahu dilimi ısırıyorum şu anda! Yuh artık arkadaş, neymiş bu ya?

Son paragraf da evlere şenlik! Güle güle bitirdim yemin ederim, "tekeline girmesi söz konusu değilmiş! Yıllarını harcayan insanlar yanlışa yanlış dedi diye hadsizlikle itham etmeyelim"miş, yazdığını tekrar okuyarak yolla, bir sıkıntı var. Düşüncelerin kendi içinde tutarlı değil, az önce söylediklerinle alakası olmadığı gibi iki cümle de birbirini tutmuyor. Yıllarını harcadıysan paranı kazandın, karşılığını aldın, tecrübeni burada paylaşıyorsan eyvallah, harika ama bu forum düzleminde sadece senin görüşün, karşıdakine katılmayışın bir haddi olacak, burada yıllarını harcadın diye devamlı alttan mı almamız gerekiyor? Sanki hepsini iyiliğimizi düşündüğün için yapmış gibi hala üstten üstten konuşmalar. Yanlışa yanlış dersin diğeri görüşünü söyler ve biter, uzatan sensin, haddini aşan sensin, kimse haddini bildirmeyince de böyle tepemize çıkıyorsun. Bu nasıl bir kafa anlamam mümkün değil. Dediğim gibi çok değişik kafalara erişiyor insan, nerdeyse bir Hasan Cihat kafasına gelmiş durumdasın, eğer bu abimiz gibi sorunların varsa lütfen bir destek al, burada boş yere gelip böyle ekşiyip durma, önce sağlık. Ruh sağlığımız bozulduktan sonra müziğin de bir kıymeti kalmaz.
 
Yazdiklarim icerisinde senin iddiali ifadeni elestirdigim ve aciklamasini yaptigim kisimlar disinda sahsina yonelttigim hic bir sey yokken, kendi kafanda kurdugun bana demedigini birakmamissin.

Kusura bakma, ben orda degilim.


Senin sorunun ben degilim, o anlasildi.
Ama muhattabi da ben degilim.

Bundan otesi Turkceyi Turkceye cevirmek olur.
Ne yazdiysam o. Ha sen bunu israrla saldirgan bir sekilde ustune alinirsin, senin bilecegin is.

İnsanin anlattigi karsidakinin anladigi kadardir demis eskiler. Bundan ote laf etmeme gerek yok.

Lakin, "yok efendim nota gereksiz, yok efendim repertuvara gerek yok vb" yanlis beyanlarin her daim gerektirdigi olcude karsisinda olacagim.
 
Yazdiklarim icerisinde senin iddiali ifadeni elestirdigim ve aciklamasini yaptigim kisimlar disinda sahsina yonelttigim hic bir sey yokken, kendi kafanda kurdugun bana demedigini birakmamissin.
Yukarda kendi yazdıklarını tekrar okuman yeterli, genel kültürümden yeteneklerime yaptığın dokundurmalar "şahsıma" yöneltilmiş bir şey değil yani, peki öyle olsun!

Kendi kafamda kurduğum nedir? Verdiğin tepkileri derleyip tekrar yazdım, demediğini bırakmak derken de ne haddimi aştım, ne terbiye sınırlarını aştım. Ciddi anlamda zorladı bu beni ama onu itiraf etmem gerek, ben taraflara bölünmeye inanan biri zaten değilim. Bu anlamda bile tartışmanın hiçbir anlamı olmadığı halde, bu kafada birinin bile zorlandığını not etmek isterim.
Kusura bakma, ben orda degilim.
Eh buna da şükür...
Senin sorunun ben degilim, o anlasildi.
Ama muhattabi da ben degilim.
Benim zaten kişilerle bir problemim yok, ne diye olsun. Doğru olduğuna inandığım şeyleri yazıyorum.
Bundan otesi Turkceyi Turkceye cevirmek olur.
Ne yazdiysam o. Ha sen bunu israrla saldirgan bir sekilde ustune alinirsin, senin bilecegin is.
Saldırgan bir üslup yok ortada, sadece had bilmeme konusunda sakin bir insanı zora sokmanız ve tepki göstermesi var, yine de bu insan haddini aşıp size sizin gibi "genel kültür" dersi verip haddini aşan temennilerde bulunmadı, amacım bağcıyı dövmek hiçbir zaman değil. Dediğim gibi ben "taraf" olmanın zaten hastalıklı bir düşünce (toplumsal açıdan da) olduğunu düşünüyorum. Sağlık vurgusunu bu yüzden de yaptım.
İnsanin anlattigi karsidakinin anladigi kadardir demis eskiler. Bundan ote laf etmeme gerek yok.
Evet bu artık tartışmalarda kullanılmazsa olmaz bir klişedir, doğruluk payı yok değil ama burada karşı tarafın olayı anlaması değil, bunu hayatına uygulamasını ve tercihlerini ona göre yapmasını beklediğinden dolayı sorun çıkıyor, burası sadece fikir alışverişi yaptığımız yer.
Lakin, "yok efendim nota gereksiz, yok efendim repertuvara gerek yok vb" yanlis beyanlarin her daim gerektirdigi olcude karsisinda olacagim.
Taraf olan sensin, görüyorsun. Benim sözlerim bunlar değil, algılamamış olan yine senmişsin. Ben ne nota gereksiz dedim ne repertuvara gerek yok dedim. Bunların hepsi katman katman amacınıza göre şekillenir dedim. Amacınız şuysa şu yoldan gidiniz, buysa bu yoldan gidiniz. Yanlış beyansa bunun yanlış olduğunu bir kere söyledin, iki kere söyledin, üçüncüyü söylemen artık farklı bir motivasyonla olur. Ayrıca bunu sana cevap vermemiş birini dolaylı yoldan bahsederek yapman apayrı bir düzey. Lütfen yapman gereken çok basit, eğer benim düşüncelerime tahammül edemiyorsan engellersin olur biter, uzatmaya hiç gerek yok. Böyle anlaşamadığımız üzerinde anlaşabilmemiz en azından bir medeniyet göstergesi olur.

Devamlı karşısında olacağım gibi bir tavır gerçekten inanılmaz, gören de burada kötücül güçlerle forumu ele geçirmeye çalıştığımı düşünecek, yahu bırakınız kendimi ifade edeyim, neyin karşısında olacaksınız anlamıyorum ki? Bir insanın doğruyu bu şekilde kavramış olması bile başlı başına bir tehlike, bunu sadece yazı dili ile belli çerçevede yaptığımız için sorun çıkmıyor gibi ama bu düşünce yapısı cidden tehlikeli bir şey. Aynı zamanda hem toplum hem geleceğimiz için üzüntü verici, bunları bu noktaya kadar getirip tartışmak bile abes. Bir de gerektirdiği ölçüde devamlı karşıma geçip bana bunları yaşatacaksan pes diyorum.

Ben tekrar böyle anlamsız bir tartışmaya mahal vermemek için sizi görmezden geleceğim, engellemek bilgiye ulaşmayı engellediği için bu seviyede anlamsız tartışmalar yaşadığım kimseyi engellemedim ama sadece görmezden geliyorum (aynı yöntemi uygulayabilirsiniz), bu birlikte bir ortamda olabilmemiz için yeterli, umarım bunu yapabiliriz.

Evet uzun yazıyorum bu huyumdan kendim de rahatsız oluyorum ama bundan keyif aldığım için bunu yapmıyorum, her bu tarz tartışmalar boşa giden enerjimiz demek, bundan her zaman kaçınmaya çalıştım ama bahsettiğim gibi üstü kapalı dokundurmalara da artık sessiz kalamadım.

Selametler diliyorum...
 
Teorisini ve mantığını bilmeden kulaktan çalmanızın çok faydalı olmayacağını düşünüyorum. öncelikle kulak eğitiminiz olması lazım, çalan notayı veya akorları, ikili üçlüleri notasına bakmadan doğru duyabiliyormusunuz ? ikincisi süsleme yaparken veya doğaçlamalara girerken hangi armonik teorilere dayanacakaınız ? bunlar yıllarca eğitim almanızı gerektiren noktalar. Size tavsiyem kulağınızı ses eğitimi için yazılan programlarla geliştirmeye bakın ve armoni- caz konularında deneyimli bir hocayla iletişime geçin.
 
Geri
Üst